Karima Baloch 5 yıl önce ülkesi Pakistan’ı terk etmek zorunda kalmıştı. Ülkenin önde gelen insan hakları savunucularından biri olması Karima’nın hayatı içi hep bir tehditti.
Pakistan hükümetini ve Belucistan’daki hak ihlallerini sürekli gündeme getiren ve eleştiren Karima’nın cesedi 23 Aralık 2020’de Kanada’da bulunmuştu.
Belucistan’ın Pakistan’dan ayrılarak bağımsız olmasını sabunan Karima, bölgedeki kaçırma, işkence ve insan hakları ihlallerini sosyal medya atacılığıyla dünyaya duyurmaya çalışıyordu.
Cenazesi Pakistan’a gönderilen Karami’nin cesedine saatlerce el koyan güvenlik güçleri, daha sonra yıllardır kızlarından ayrı olan aileye cenazeyi teslim etti.
Daha sonra ülkesi Belucistan’a gömülmek üzere yola çıkarılan Karima’nın cenazesi büyük bir polis ve paramiliter güç ablukasında defnedildi. Karima’nın cansız bedeni bile Pakistan hükümeti tarafından bir tehdit olarak görülürken, bölgedeki telefon şebekeleri kapatıldı, sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
37 yaşındaki Karima’nın ölümü tüm dünyada şok etkisi yaratırken, mücadelesi hayatını sürgünde yaşamasına neden olmuştu. 2015’ten beri ailesi, arkadaşları ve ülkesinden uzak olan Karima, Kanada’da siyasi sığınmacı olarak kalıyordu.
The Guardian’a konuşan 21 yaşındaki öğrenci-aktivist Sadia Baloch, Karima’nın politik kadınların somut bir örneği olduğunu söyleyerek, ‘onun sayesinde kuralcı, tutxu toplumu tekr edebiliriz. Erkekler tarafından yönetilen bu toplumu protesto edebiliriz. O zalim devlete meydan okuyan, normlar ve kabileciliğe karşı çıkan ilk kişilerden biriydi. Mirası bizin içimizde yaşıyor’ dedi.
Sürgünde bile mücadelesine devam eden Karima, 2016 yılında BBC’nin en etkili 100 kadın listesine yer almıştı.
Kanada polisi Karima’nın suda boğulduğunu ve ölümünde herhangi bir şüphenin bulunmadığını söylese de, ailesi Karima’nın her zaman ölümle tehdit edildiğini belirtiyor. Ailesi ve arkadaşlarına göre Karima suikaste uğramış olabilir.
Karima’nın Toronto’da göle düşüp boğulduğu belirtilirken, olaya dair herhangi bir görgü tanığı bulunmuyor. Ayrıca insan hakları aktivistinin düştüğü bölgeden kazayla düşmenin oldukça zor olduğu ifade edilirken, Karima’nın ailesi soruşturmanın daha da derinleşmesini istiyor.
Belucistanlı olan ve Pakistan hükümetinin hak ihlallerini gündeme getiren muhalif gazeteci Sajid Hussain de sığınmacı olarak yaşadığı İsveç’te boğularak hayatını kaybetmişti. Hussain’in ailesi de oğullarının yıllardır ölümle tehdit edildiğini söyleyerek daha derin bir soruşturma talep etmişti.
Karima Baloch 8 Mart 1983 yılında Belucistan’ın Tump şehrinde dünyaya geldi.
Karima’nın on yıllar süren bir bağımsızlık isyanının içine doğmuştu. Bölge her yıl binlerce insan Pakistan güvenlik güçleri tarafından kaçırlırken, adalet için yer yoktu.
Karima da öğrenci olduğu yıllarda politikleşmeye başladı. Beluci Öğrenci Organizasyonu’nun (BSO-Azad) ilk kadın başkanı olan Karima, hak ihlaline uğramış insanları savunmak için mücadele yürüttü. Karima o yıllarda eşş olacak olan Hammal Haider ile tanıştı.
Haider, Karima’nın kadınlar için çok fazla şey yaptığını söyelerek, ‘uzak bölgelerdeki kadınları politikleştirmek ve mücadeleye katılmaları için onları ikna etmek amacıyola Afganistan, İran sınırına giderdi. Bazen de ailesini dönüştürmek için kendi evine giderdi. Karima 2006 yılında çıkıp gelmeseydi, bizler asla kadınların politikleşeceğine, organizasyonların başkanı olacağına inanmayacaktık’ dedi.
Kadınların açılmasına ya da erkeklere konuşulmasına izin verilmeyen bir toplumda, Karima bölgenin önemli politik kurumlarından birinin yöneticisi olmuştu. Karima’nın bu durumu ataerkil, kabileci bir toplumda kadınların toplumsal hayata katılmalarının önünü açtı.
2015 yılında ölüm tehditleri almaya başlayan Karima Baloch, mücadelesini sürdüreceği Kanada’ya gitmek zorunda kaldı. Ülkesinden milyonlarca kilometre uzakta olan Karima, burada da ölüm tehditleri almaya devam etti.
2017 yılının Aralık ayında Karima Toronto’da yaşarken bir tehdit almıştı. Kendisine ulaşan tehditte, Pakistan’a dönmez ise öğretmen olan amcasının öldürüleceği yazıyordu. Karima Pakistan’a dönmeyi reddederken, 2018 Ocak’ında sığınma talebi resmi olarak kabul edildikten saatler sonra amcası Noor Mohammed’in cesedi Tump şehrinde bulunmuştu.
Tehditlere ve ölümlere rağmen Karima sesini yükseltmeye devam etti. Karima’nın ölümünün ardından Belucistan’ın şehir ve kasabalarında sokaklara çıkan kadınlar hak ihallelerinin kınadı, Karima’nın ölümünün araştırılmasını istedi.
Protestolara katılan ve isminin gizlenmesini isteyen Karima’nın bir arkadaşı ‘Burada on yıllardır görülmeyen kadınların öfkesi var’ diyerek, izin verilmeyen cenaze törenine ve polis baskısına lanet okuyordu. Beluci yazar ve politika analisti Abid Mir, Karima’nın ölümünün ataerkil bir toplumda açığa çıkan kadın direniş hareketini ateşlediğini söyleyerek, ‘O sadece bir kadın değildi. Ataerkil bir toplumda değişimin simgesiydi. Kadınlar siyah peçelerinin arkasına saklanırlardı, görünmezlerdi. Ama şimdi sokaklarda eylemlere öncülük ediyorlar. Belucistan’da Karima olmak isteyen binlerce kadın var. İşte bu Karima’nın başardığı şey” açıklamasında bulundu.
*Theguardian.com gazetesinden çevrilmiştir.