KHK ile kapatılan DİHA’nın muhabiri Dolan’a verilen 7 yıl 6 aylık hapis cezasının gerekçeli kararında, çektiği görüntü ve gönderdiği haberler, ‘devlet aleyhine yayınların yapılmasını sağladığı’ şeklinde değerlendirildi
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Mazlum Dolan hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan dava Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde karara bağlandı. Dolan’a 7 yıl 6 ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, gerekçeli kararını açıkladı. PKK ve KCK’nin kuruluşuna ilişkin bilgilerin yer aldığı gerekçeli kararda, Sur’daki özyönetim sürecine yer verildi. Sur’daki çatışmalarda 66 güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiği, 549’nun da yaralandığı aktarılan kararda, 64 örgüt mensubunun ise yaşamını yitirdiği belirtildi.
Açık ve gizli tanık beyanlarının yer verildiği kararda, Dolan’ın Sur’dan çıkıp gözaltına alındıktan sonra üzerindeki elbise ve materyallerin incelendiğini; ancak suç tespitinin yapılamadığı aktarıldı. Dolan’ın Diyarbakır Polis Kriminal Laboratuvarı Müdürlüğü’nde hazırlanan “Kriminal Uzmanlık Raporu”na da değinilen kararda, Dolan’dan alınan svap örneklerinde RDX, HMX ve TNT patlayıcı madde kalıntıları ile elbiselerde atış artıklarında bulunan Antimon (Sb) elementinin tespit edildiği iddia edildi.
‘Haber mesajı’ suç sayıldı
Dolan’ın Dicle Haber Ajansı’nın muhabiri olduğu ve sivillerin mesajlarını haber amaçlı çalıştığı ajansa attığı ”Kobane ruhuyla nasıl serhildan (isyan, başkaldırı) olduysa Sur için de kalkın. Gün namus ve şeref günüdür” mesajına yer verilen kararda, AİHS’nin 10’uncu maddesine işaret edilerek, Dicle Haber Ajansı’na gönderildiği halka başkaldırı/isyan mesajlarının demokratik hukuk devletinde korunan ifade özgürlüğü kapsamında sayılamayacağı, örgütün mutlak amacına hizmet eden örgütsel eylem niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği ileri sürüldü.
Mahsur kaldığı yerden çıkması ‘örgütsel karar’mış!
O dönem Sur’dan açılan koridordan siviller ile birlikte çıkan Dolan’ın örgütün talimatıyla çıktığı ileri sürülen gerekçeli kararda, şu iddiada bulunuldu: Sözde mahsur kalan bir basın mensubunun çıkması örgüt tarafından söylendiğinde başta çıkmak istememesinin mahsur kalan sivil olgusunu boşa çıkardığı, sanığın örgütün talimatıyla Sur içerisinden çıktığı, bunun da Helin Yapıcı’nın mektubunda belirtildiği, kararın örgütsel kolektif karar olması hususuyla doğrulandığı…
Röportaj yapmak suç!
Dolan’ın örgüt mensupları tarafından inşa edilen mevzileri gezdiğini, örgüt mensubuyla röportaj yaptığı, görüntü çektiğinin belirtildiği kararda, Dolan’ın çektiği görüntü ve gönderdiği haberlerin ise devlet aleyhine yayınların yapılmasını sağladığını ileri sürüldü. Kararda, “Sanığın DEM-GENÇ içerisinde yer alarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, sanığın örgütün basın yapılanması içerisinde yer alarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, sanığın Sur ilçesinde faaliyet yürüten diğer örgüt üyeleriyle birlikte tüneller kazdığı ve örgüt üyelerinin kaçışını, çatışma mevzilerine ulaşımı sağlamak için duvarları kırdığı, sanığın örgüt üyelerinin Sur ilçesinde hastane olarak kullandıkları binanın çökmesi üzerine yaralı örgüt mensuplarının tedavisinde kullanılan ilaç ve tıbbi malzemeleri taşıyarak yardım ettiği, şeklinde kabul edilen eylemlerinin TCK’nin 314/2’nci maddesinde düzenlenen örgüte üye olma suçunu oluşturduğu…” değerlendirmesi yapıldı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı
