AKP-MHP iktidarının bakanları ve yöneticileri siyaseti küfür arenası haline getirmişler. Her gün biri HDP’ye ve Kürtlere küfür ediyor. Sanki Gare yenilgisini onlara HDP, Kürtler ve insan hakları ile uğraşanlar tattırmış. Bu ruh hali çok zorlandıklarını gösteriyor. Muhalefet yakında müjde vereceğiz diyenlerin Gare’den ceset getirmesinin hesabını soruyor. Çünkü karşılıklı onlarca insanın ölümüne yol açan başarısız bir askeri harekat yapmışlardır. Tayyip Erdoğan başarısız olduk, dediğine göre muhalefetin ve Türkiye halklarının bu iktidardan hesap sorması anlaşılırdır.
İktidar yanlılarının küfürbaz haline gelmeleri iktidarı kaybetme korkusunu yaşadıklarını gösteriyor. Başarısızlar ve kaybetmesi kaçınılmaz olanlar sinirlenir ve küfür ederler. Zaten Gare’ye yapılan başarısız harekat aslında hükümeti ayakta tutmak içindi. Ne var ki, başarılı olamayınca hükümetin sonu yaklaştı. Bu nedenle de saldırgan oluyorlar, herkese küfür ediyorlar. Gare harekatından önce yıkılma korkusu yaşayanlar yaşanan başarısızlıktan sonra ayakta kalamazlar. Bu nedenle AKP-MHP iktidarının uzatmalara oynadığı açıktır.
BenzerHaberler
Süleyman Soylu’nun küfürbazlığı normalleşmişti. Zaten düzgün konuşmasını hiç öğrenememiş. Bakan olmuş bu adam nasıl yetişmiş, nasıl yetiştirilmiş incelenmeye değer. Kendisi gibi düşünmeyen herkes haindir, yaşamaya hakkı yoktur! Bu açıdan Süleyman Soylu’nun küfürlü konuşması anlaşılırdır. Ancak Ankara belediye başkan adayı olmuş Mehmet Özhaseki’nin tüm HDP’lilere, demokratlara ve Kürtlere onların oylarının Allah belasını versin, demesi bu adamın kaç ayar olduğunu gözler önüne sermiştir. Açıkça demokrasi ve Kürt düşmanlığı yapmıştır. Artık verilen oylara bile tahammülleri yoktur. Demokrasinin en temel öğesi olan seçmen oyu için bunları söyleyen birinden zaten iyi bir söz beklemek yanlıştır. Herhalde herhangi bir vatandaş AKP’li seçmen ve oyları için benzer bir şey söyleseydi hemen zindanı boylardı. Türkiye AKP-MHP iktidarı zamanında taşları bağlanan köpekleri serbest olan bir ülke haline gelmiştir.
AKP-MHP iktidarının sözcüleri, yetkilileri demokrasi güçlerine ve Kürtlere bu kadar hakaret edecekler ama bunun bir karşılığı olmayacak! Bu mümkün değil. Desteği azalan bu iktidar her gün daha fazla destek kaybetmektedir. Kürtler kuşkusuz iktidarın yaptıklarını hiç unutmayacaktır. Bu iktidara karşı öfke her gün büyümektedir. Bu öfke bir gün mutlaka patlayacaktır. Biçimi ne olur bilemem ama Türkiye halkları bu iktidara gereken cevap verecektir.
Tayyip Erdoğan artık gülünç duruma düşmektedir. Şimdiye kadar başarılı gördüğü her şeyi kendine mal eden Tayyip Erdoğan, başarısızlık ve yenilgi olarak tanımladığı Gare harekatı için bir devlet kararı harekatıydı, diyerek başarısızlıktaki payı örtmeye çalışıyor. Başarı tek bir kişiye, başarısızlık ise çok kişiye! Hükümet dönemsel devlettir. Bu açıdan Tayyip Erdoğan’ın bu kurnazlığına pes doğrusu. Ancak böyle bir kişinin inandırıcılığı bitmiştir. Anlaşılıyor ki, Tayyip Erdoğan birkaç kişiyi suçlayarak kendini temize çıkarmayı hesaplıyor. Ancak bu defa zor görünüyor. Çünkü müjde vermek isteyen Erdoğan’ın neyi hesapladığı açığa çıkmıştır. Kendine göre müjde verip iktidarını kurtaracaktı. Belki de başarılı bir askeri harekatla seçime gitmeyi planlamıştı. Ne var ki, evdeki hesap Gare’den dönmüştür. Bu açıdan Erdoğan bu başarısızlıktan kendini kurtaramayacak ve hesabını verecektir. Çünkü Türkiye’de bu tür katliamların hesabı sorulmadan ne yapılırsa yapılsın Türkiye’ye demokrasi gelmeyecektir.
Gare’deki yenilgi bir daha gösterdi ki, gerillayı tasfiye etmek mümkün değildir. Kürt Özgürlük Hareketi’nde sorumluluk yapmış olanların öngörülerinin güçlü olduğu bir daha görülmüştür. Çünkü 50 yıla yakın uğraştıkları siyasi mücadele ve gerilla deneyimi bu tür saldırıları boşa çıkaracak düzeye ulaşmıştır. Terörist denilen gerillalar Türk devletinin hangi adımı nasıl ve nerede olacağını fark etmektedirler. Zaten bu nedenle Türk devleti her türlü yol ve yöntemi denemiş, ancak gerillayı etkisizleştirip tasfiye etme amacına ulaşamamıştır. Herhalde dünyada bu kadar uzun ve kapsamlı bir gerilla tecrübesi yaşanmamıştır. Bu açıdan Süleyman Soylu’nun her gün mahalle kabadayısı ağzıyla şöyle yaparım, böyle yaparım demesi sonuç vermiyor.
Süleyman Soylu’nun anlamadığı şudur; terörist dedikleri silahlı güçler ve onu yöneten siyasi akıl, bu devletin askeri yeteneğini, uyguladığı konsepti ve neyi nasıl yapacağını önemli oranda çözmüştür. Çünkü Türk devletinin elindeki teknikle nasıl bir savaş taktiği uygulayacağını anlamışlardır. Bu nedenle Gare operasyonu başarısız kalmıştır. Şifresi çözülmüş harekatların tekniği ne kadar güçlü olursa olsun, ne kadar kompleks olursa olsun başarısız kalması kaçınılmazdır. Anlaşılıyor ki, Gare’deki başarısızlık buradan kaynaklanmıştır. Daha doğrusu iktidarda kalma hırsı bu harekatı yapan silahlı güçleri başarısız kılmıştır. Nitekim birçok uzman böyle bir harekatın başarı şansı en fazla %20’dir, diyor. Böylece %80 kaybedilmesi kaçınılmaz bir harekat hükümeti kurtarmak için yapılmıştır. Bunun da suç olduğu açıktır. Muhalefet bu nedenle hesap istiyor.
AKP-MHP iktidarı bağırarak çağırarak başarısızlığını örtmek istese de; gerçek ortadadır. Korkunun ecele faydası yoktur. Bu iktidar gidecektir. Her ne kadar muhalefet vatan, millet Sakarya adına bu iktidarın üzerine gerektiği kadar gitmeyerek tarihi bir fırsatı kaçırıyor olsa da; artık bu iktidar halkın ayağa kalkmasıyla mutlaka yıkılacaktır. Boğaziçi Üniversitesi bu iktidarı sallayabiliyorsa; muhalefet güçleri birleştiğinde bu iktidarın sonu gelecektir.
